3 Mart 2012 Cumartesi

En Çok Rezil Eden Oyun Açıkları

Oyun Açıkları Böylemi kapatılır ?



Oyunlarda bulunan açıklar,sizi rakibinizin karşısında çaresiz bırakabildiği gibi yetenek, güç ve tecrübe kazanabilmeniz için kolay bir yol da sunabiliyor.Bazı açıklar ise meydana getirdiği komik durumla sizi güldürebiliyor.







1. World of Warcraft – çatılarda dolaşma
World of Warcraft’ın ulaşması pek de kolay olmayan çatılarında dolaşmak,bir zamanlar oldukça eğlenceliydi.Ancak bunu yapmak,2006′dan itibaren sunuculardan engellenmek için yeterli bir sebep haline geldi.

2. Call of Duty: Modern Warfare 2 – Javelin numarası
Call of Duty:Modern Warfare 2′de yer alan küçük bir hata,oyuncunun FGM-148 Javelin’i gerçekten ateşlemeden ateşlemesine izin veriyordu (el bombasını atarken FGM-148′i çıkarıp,farenin tuşunu basılı tutarak ve daha sonra ateşlemek için bırakarak).Hatadan faydalanabilmek isteyen oyuncu sadece ortalıkta dolaşabiliyor ve düşmanlarına fiziksel olarak vurabiliyor,ancak kendisini güçlü bir intihar komandosu haline getirebiliyordu.

3. Diablo ve Diablo II
Diablo’nun ilk oyunu, çoklu oyuncu oturumlarını Blizzard sunucularında değil sizin bilgisayarınızda saklıyordu.Bu ise sadece kendi karakterinizi inanılmaz güçlerle donatmanıza izin vermiyor,diğer oyuncuların karakterlerini PC’nize kaydederek onlarla oynamanızı da sağlıyordu.Diablo II’de ise bot’ları sunucuda başarılı bir biçimde çalıştırabiliyor ve boss’ları öldürebiliyor,ödülleri daha sonra gerçek karakterinizle toplayabiliyordunuz.

4. Battlefield 3
Oyunun yayınlanmasının ardından kısa süre sonra oyuncular,multiplayer karşılaşmalarda kendi EOD bot’larını dost mühendisler tarafından vurdurarak inanılmaz derecede deneyim kazanabildiklerini keşfettiler.

5. Star Wars: The Old Republic–/getdown
Oyunda bir düşmanınız sizi herhangi bir güçle hedef aldığında sohbet penceresine “/getdown” yazabiliyor ve karakterinizi dans ettirebiliyordunuz.Bu komutunuz,düşmanınızın saldırısını da kesiyordu.

Anonymous' un İntikamı

Anonymous’un intikamı

Interpol’ün düzenlediği uluslararası operasyonda siber aktivist şebekesi Anonymous’a üye olduğu ileri sürülen 25 kişi yakalandıktan sonra örgüt dün uluslararası polis teşkilatının internet sitesini hack’ledi.
Interpol’ün düzenlediği uluslararası operasyonda siber aktivist şebekesi Anonymous’a üye olduğu ileri sürülen 25 kişi yakalandıktan sonra örgüt dün uluslararası polis teşkilatının internet sitesini hack’ledi. Siteye yarım saat boyuncu ulaşılamadı. Gün boyunca da yavaş çalıştı.

20 Aralık 2011 Salı

Ps Vita

Sony'nin Japonya'da PS Vita'yı piyasaya sürmesinin ardından satış rakamları Wi-Fi modelinin yok sattığını gösteriyor.



PS Vita sonunda piyasaya sürüldü ve Japonya'da beklenen ilgiyle karşılaştı denebilir. Özellikle Wi-Fi modelinin çok sattığı düşünülürse


Şu ana kadar belirli mağazalara gönderilen PS Vita'lardan Wi-Fi modelinin yok sattığı ve stokların yüzde 96'sının tüketildiği, 3G modelinin ise şu anda yüzde 56'lık oranda satın alındığı gelen bilgiler arasında.

Ayrıca PS Vita'nın bir kullanıcı tarafından kırıldığı haberleri de internette dolaşıyor. Görünüşe göre teck4 takma adlı bir kullanıcı, PS Vita üzerinde kendi kodunu çalıştırmayı başarmış.

Silkroad R Nedir ? Ne Değildir ?

Silkroad-R Nedir ?

Silkroad-R, Silkroad'dan daha gelişmiş bir oyundur ve Silkroad'un yeniden doğuşudur.
Silkroad'dan daha temiz bir oyun ortamında daha hızlı şekilde seviye atlayabilirsiniz.
Kabileler ve sınıflar arasında gelişmiş denge için ilave içerikler seviye atlamayı daha kolay, daha uygun ve daha eğlenceli hale getirir.

Bu hizmet Silkroad'dan bağımsızdır böylece orijinal Silkroad'un ve Silkroad-R'nin keyfini eşzamanlı olarak sürebilirsiniz.

Silkroad-R OBT
Dönem: 20 Aralık 2011 - 17 Ocak 2012 (4 hafta)
Hedef: Silkroad-R'yi kullanmayı kabul etmiş olan tüm Joymax üyeleri.
Ana gelişim içerikleri
- Beceri Dengesi Geliştirildi, Büyüme ve Beceri puanları Geliştirildi, Seviye Tasarımı Geliştirildi, Unutulmuş Dünya Geliştirildi, Kullanıcı Arayüzü Geliştirildi

Gelişim
Beceri Dengesi Geliştirildi
Çinli/Avrupalı sınıfı silahlar için silahların zararındaki değişimler

Parti EXP Geliştirildi
Entegrasyon ve beceri ustalığındaki değişimler
Avrupalı sınıfı beceri zararlarındaki değişimler
Yeni ilave Çinli/Avrupalı becerileri

Büyüme ve beceri puanları geliştirildi
Seviye artışı için azaltılmış gerekli EXP
Yaratık öğe düşme oranındaki değişim
Ustalık ve gerekli beceri puanlarındaki değişim
Jupiter yaratığı 11. seviye öğesi düşüş şansı arttırıldı
İlave Jupiter patron yaratığı 12. seviye öğesi düşüşü

Seviye Tasarımı Geliştirildi
Seviye 70 ve altı için Gold düşüşü yok (Bunu pek anlamadım ama olsun)iyidir :)
Seviye 70 ve altı için arttırılmış macera ödülü EXP/beceri EXP
Seviye 70 ve altı için öğe şarjı ve ücretsiz temin
Yeni macera rotaları ve yaratık konumları
Macera uygunluğu için ana eklentiler

Unutulmuş Dünya Geliştirildi
Daha yüksek Dimension Pillars oluşturma şansları
Yeniden giriş süresinde önemli azaltım
Ödüllerde önemli artış (ilave beceri puanı ödülleri)
Unutulmuş Dünya örnek zindanının içinde ilave hareket kapısı
Daha yüksek tılsım düşüş oranı

UI Geliştirildi
Karakter seçimi ekranında geliştirilmiş bilgiler
Geliştirilmiş fare imleci, mini harita, öğe satın alım UI, rehber araç ipucu
Öğeleri karşılaştırma fonksiyonu eklendi
Yükleme ekranı içerisine yardım rehberi eklendi



Daha fazla bilgi ve download için : JOYMAX.COM - Global Hub of Fun :: Silkroad-R

19 Aralık 2011 Pazartesi

Battlefield 3 İncelemesi

 Battlefield  3 İncelemesi
    
   OYUNA YÜZEYSEL BAKIŞ

      Her oyunsever gibi bende heyecanla battlelog sayfasından oyunun önce campaing bölümüyle başladım.
      Oyun Frostbite 2.0  motoruyla yapılmış olduğundan grafikler beni benden aldı diyebilirim.Atmosfer,karakter modellemeleri,silah kaplamaları,sesler ve patlama efektleri gerçekten oyuna mükkemmel yansıtılmış.Yenilenen grafik motoru işini fazlasıyla yapmış.İyi bir sisteminiz varsa görsel bir şölen sizleri bekliyor diyebilirim.Ne yazık ki konsollarda ki mevcut donanımını gözönüne alırsak bu denli detayları görebilmek pek de mümkün olmayacaktır.Bir Battlefield klasiği olan tanklar,helikopterler ve jetler tabiki bu oyunda da mevcut.Tankların ve jetlerin binalara vermiş olduğu yıkımlar gerçeğe yakın düzeyde olmuş diyebilirim.

  
  Oyunun sistem gereksinimleri normalden biraz daha fazla olması yüzünden orta halli bir bilgisayar için yavaşlamalar,donmalar,takılmalar olması ve böylesine gerçekci grafiklerden mahrum kalmaları doğaldır.Öte yandan her oyunda olduğu gibi bu oyunda da bazı ufak tefek teknik hatalarda gözümden kaçmadı diyebilirim.Oyuna yüzelsel bakış bölümü böylece sonlanmış oldu gelelim single player’a.
   
    BATTLEFIELD 3 SINGLE PLAYER

     Battlelog sayfası karşıma çıktığında ilk olarak single player’a gözattığımı söyleyebilirim.4 Şubat gün ki ilk trailerdaki cızırtının ne olduğunu artık çok daha iyi anlamıştım çünkü bu çızırtı artık Battlefield 3 ün başlama müziği olduğunu hissetmiştim ve aylarca bekledikten sonra artık oyundaydım!



 
       Süper güç olarak nitelendirilen Amerika,dünyanın kurtarıcı ülkesi olarak tanımlanıyor ve Orta Doğu’ya özel birlikler gönderiyor.Bu birliklerin amacı henüz nerede olduğu bilinmeyen nükleer silahları bulmak ve etkisiz hale getirmek.Ana karakterimiz  Blackburn ile bir yandan yola koyuluyoruz diğer yandan sorgu odasında sorulan soruları cevaplandırıyoruz(oyunun gidişatı açısından fazla detay vermek istemiyorum).Açıkcası senaryo modu beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim.Çatışmalar her ne kadar gerçekle aynı düzeyde olsa da senaryo malesef es geçilmiş diyebilirim.Oynarken çok fazla heyecanlandığım bir görev yok denecek kadar az.

      
BATTLEFIELD 3 MULTIPLAYER

    Hikaye modunda uğradığım hayal kırıklığıyla multiplayer kısmına geldiğimde birçok oyun modu ve seçenek çıktı karşıma ve hepsinden azar azar oynayarak multiplayer tecrübemi sizlerle paylaşmak isterim;
   1.CONQUEST MODU:Bütün haritalara uyumludur.Oyuncu sayısı (24/64) (konsol/pc) olarak değişmektedir.Amaç bayrak noktalarını ele geçirmek ve rakip takımın biletlerini sıfıra indirmektir.
   2.RUSH MODU: Bütün haritalara uyumludur.Oyuncu sayısı (24/32) (konsol/pc) olarak değişmektedir.Amaç M-COM’ları yok etmek.Bütün M-COM’ları yok eden takım oyunu kazanır.
   3 .TEAM DEATHMATCH MODU:Bütün haritalara uyumludur.Oyuncu sayısı (12VS 12) (konsol/pc) olarak değişmektedir.Amaç belirli sayıda düşman öldürmektir.
   4.SQUAD RUSH:Bütün haritalara uyumludur.Oyuncu sayısı (4VS 4) (konsol/pc) olarak değişmektedir.Amaç M-COM’ları yok etmek.Bütün M-COM’ları yok eden takım oyunu kazanır
   5.SQUAD DEATHMATCH:Bütün haritalara uyumludur.Oyuncu sayısı 16dır.Amaç belirli sayıda düşman öldürmek ve bölgeyi ele geçirmektir.
       Multiplayer oyun modları bunlardır.Gelelim multiplayer oynanışa ve haritalara;
İşte bu noktadan sonra oyunun genelindeki tüm olumsuzlukları hafızamdan atıp multiplayer dünyasına daldıktan sonra bu oyunun çoklu oyuncu dalında 2011 yılına ait en iyi FPS oyunu olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.Haritaların büyüklüğü ve atmosferi,birtakım değişik tank,helikopter vejet kullanımın verdiği özgürlük,pc kullanıcıları için çoğu haritanın 64 kişiye kadar destek vermesi gerçekten bu oyunu multiplayer dalında başyapıt olmasındaki en önemli etkenler.Havadaki jetlerin it dalaşı yaparken helikopterlerin onlara eşlik etmesi,karadaki tankların düşmanları ve hava araçlarını amansızca patlatması ve bunun yanında onlarca askerin hayatta kalma ve bayrak kapma yarışına şait olduktan sonra tüm oyunları bir kenara ittim desem yeridir.Roketatarlarla yıkılan binalar havaya uçan ceset parçaları,mayınlarla patlatılan tankların efektleri gerçekten üst seviyede.

     Sonuç
Oyun Güzel  :)

Online Oyunlar Tercihi

  Online Oyunlar
    Online oyunlar çoğu kişinin hayatında önemli bir yer kaplar ve çoğumuz bu oyunlarda en iyi olmak isteriz ama oynadığımız oyunun kalitesi hiç önemli değilmiş gibi davranırız ben bu konuda size şunu açıklıyı cağım hangi online oyun neden iyi neden kötü ilk önce bence güzel olanlar listesi yapacağım hadi başlayalım
  • Wow (World Of Warcraft) ( Aylık ücreti var)
  • Final Fantasy
  • Runes Of Magic
  • Silkroad
  • Bundan sonrası zaten bu incelemem için önemli değil. :)
 Açıklamaya Başlayalım:

  1. Wow (World Of Warcraft)
  
        Bildiğimiz gibi Wow gayet ünlü bir oyundur. Şimdi bu ün nasıl oluştu ve biz bu oyunu niye tercih etmeliyiz açıklayalım:
  1.     Wow özgürlükçü bir altyapı ile yapılmıştır. Peki özgürlükçü altyapı nedir şöyle açıklayalım çoğu oyun basma kalıp yönergelerle oluşur mesela  oyunda sadece yürürsünüz zıplayamazsınız bu bile bir kalıptır işte Wow bu kalıbı yıkan bir oyundur yani bir çok kalıplaşmış şeyi değiştirerek öne çıkmıştır.
  2.     Wow paraya dayalı bir oyun değildir. Sırf para ile kendinize ortam yapacağınız tahtınızı kuracağınız bir oyun değildir eğlenmek üzeerine kurulmuştur.
  3.     Grafik oyunlarda grafik çok önemlidir. görsel zenginliği bu kazandırır fikir altyapısını bu oluşturur.
      Sonuç olarak Wow Kalitesini böyle sağlamıştır.

  2. Final Fantasy
  1.     Final Fantasy oyun kısmına yeni bir hareket getirmiştir. Bunu hakkında daha fazla bir şey söylemiyicem ben bu oyunu fazla sevmem ama yenilikçiliği beni büyülüyen şey olmuştur.
     Sonuç olarak pek seçilmese de Final Fantasy oyun dünyasına yenilikçilikle girdiği için önemli bir konuma gelmiştir. 
    3. Runes Of Magic
  1.  Runes Of Magic Wow gibi oyun dünyasına özgürlükçü bir yapı ile girmiştir.
  2.   Para bu oyundada önemli değildir. Önemli olan eğlencedir.
  3.   Grafik olarak bakarsak grafikleri eğlenceye katkıda bulunur haldedir.
  4.   Hile açısında gayet iyi bir korumaya sahiptir. Bazı hile sorunları olsada bile oyun haksız kazanca karşı ikinci şifre gibi bir korumaya sahiptir.
  4. Silkroad
  1. Silkroad ne kadar paraya dayalıda olsa bence öenmli bir yapıya sahiptir. 
  2. Hile açısından kötü yanları da var ama oyundaki sevecen  ortam sayesinde ( bazı serverlerda) hile açığını kapatır.
  3. Grafik bu oyunda zayıf olsada bence o açık kapatılmış.
Sonuç olarak benim size tavsiyem eğer aylık para ödeyebilecekseniz Wow tercih edin ama 
ben ödemem o ne derseniz Runes of Magic iyi bir altarnatiftir. Silkroad para harcamadan oynayamazsınız ama yine iyi bir tercih olabilir. 

18 Aralık 2011 Pazar

Assassin Creed's Revelations İncelemesi


                                              Assassin Creed's  Revelations


      Tapınak Şövalyeleri’nin ele geçirmeye çalıştığı Cennetin Elması, yani Piece of Eden etrafında şekillenen bu tarihi macera beklendiği gibi büyük ilgi gördü. Altair isimli suikastçiyi başrol koltuğuna oturtan oyun, sandbox türünün sunduğu açık dünya dinamiklerini kullanıyordu. Mekanlarda özgürce dolaşabildiğimiz ve çatıları arka bahçemiz gibi kullandığımız oyunun seriye dönüşmesi şaşırtmadı bizleri. Devam oyununda başrol değişti ve Desmond’ın 1476′da Floransa’da yaşamış olan atası Ezio’ya geçiş yaptık.

Desmond demişken, hikayeye ufaktan da olsa The Matrix tadı katan bu karakteri ve Animus’u da özetleyelim yolun başında. Günümüzde yaşayan Desmond, Tapınak Şövalyeleri’ni engellemeye çalışan suikast örgütündeki atalarının soyundan gelmektedir. Animus isimli özel bir cihaz sayesinde atalarının genetik kodlarına transfer olur ve yaşananlara yön verir. Elbette günümüzde de hala varlığını sürdüren şövalyeler, Desmond ve Animus’un peşindedir. Bu ilginç ve her yeni oyunda derinleşmeye müsait hikaye ile adım adım büyümeye devam ediyor Assassin’s Creed serisi. Gelelim Revelations’a. Ezio ile başlayan ikinci oyun kendi içinde mini bir seriye dönüştü ve Brotherhood ile öykü Roma’ya taşındı. Revelations ise Ezio’nun üçüncü macerası ve mekan olarak 1511 yılında Konstantiniyye’yi, yani İstanbul’u seçiyor.


ÖYKÜ:
Brotherhood’un bıraktığı yerdeyiz. Desmond komaya girmiştir ve ele geçirilmesini engellemek için suikastçiler tarafından Animus’un güvenli bölgesi olan Black Room’a gönderilmiştir. Burada Denek 16′nın bilinci ile karşılaşır Desmond. Denek 16 kahramanımıza zihninin bölünmüş olduğunu, bu tehlikeli durumdan kurtulmak adına atalarının hikayelerini yaşamaya devam etmesi gerektiğini söyler. Bunun üzerine Black Room’un hafıza portalına giriş yapar Desmond. Gene Ezio’nun bedenindedir artık. Altair’in peşinde koştuğu sırrı çözmek adına Masyaf’a yol alır kahramanımız. Şövalyelerin ani saldırısından kurtulan Ezio, Altair’in kütüphanesine ulaşır ve buradaki gizemli bir kapının bir tanesini Tapınak Şövalyeleri’nin çoktan ele geçirdiği beş tane anahtar ile açıldığını görür. Geriye kalan dört anahtar ise Niccolo Polo tarafından İstanbul’a gizlenmiştir. Artık zamanla yarış içine girmiştir Ezio ve dört anahtarı şövalyelerden önce bulmalıdır.
Revelations seride ilk kez iki kahramanı tek bir oyunda buluşturuyor. Ele geçirdiğimiz her yeni anahtar ile Altair’in bir anısını oynama şerefine erişiyoruz. Geriye dönük öykü anlatımının çok hoş anlar barındırdığını hemen belirtelim. Oyunun geneline gelirsek; gerek gerçek, gerekse de kurmaca tarihi kişilikleri bünyesinde barındırıyor Revelations. Kanuni Sultan Süleyman, gençliği ile karşımıza çıkıyor örneğin ve hikayede önemli bir rol üstleniyor. Arka planda ise Yavuz Sultan Selim ile Şehzade Ahmet’in taht çekişmesine tanık oluyoruz. Bu gergin ortama bir de şövalyeler eklenince kendisini oldukça tehlikeli bir ortamda buluyor Ezio. Neyse ki bu karmaşa da kendisine yardımcı olacak Bursalı suikastçi Yusuf Tazim öyküye dahil olur. Unutmadan; Piri Reis’in de yan görevleriyle Revelations’da rol kestiğini belirtelim.

Osmanlı tarihine dair oldukça detaylı bilgileri hikayeye yediriyor Revelations. Bugün bile ayakta olan pek çok mimari yapıyı da birebir modelliyor, dahası yapım süreçleri ve tarihteki rollerine dair pek çok bilgiyi de oyunculara sunuyor. İnteraktif bir ansiklopedi gibi adeta Revelations, sizi geçmişe detaylı bir yolculuğa çıkarıyor. Hikayeye gelirsek; serinin belki de en çok tökezleyen öykü anlatımına sahip oyun. Sürekli zamanda sıçrama yapan ve aradaki boşlukları doldurma zahmetine girmeyen bir oyun Revelations. Bu da öyküye tam anlamıyla hakim olamamanıza yol açıyor ne yazık ki. Üstelik oldukça temposuz başlıyor hikayemiz ancak oyunun ortalarında vites yükseltip ritmini yakalıyor ve eşsiz bir ikinci yarı sunuyor.

GÖRSELLİK:
Ubisoft Montreal’in oyunun yapım sürecinde 6 ay İstanbul’da kalıp araştırma yapan bir ekip gönderdiğini biliyor muydunuz? İşte bu prodüksiyon kalitesi olabildiğince iyi bir sonuç vermiş, bunu net bir şekilde görebiliyor. Müthiş bir dönem İstanbul’u tasvir ediliyor Revelations’da. Bazı can sıkıcı kusurlar var ,-ki onlara da birazdan değineceğiz, ancak tarihsel bilgiler ve ince detaylara bakıp çok da şikayet edemiyoruz.
Karakter tasarımları ve animasyonlar her zamanki gibi muhteşem, seriye ekstra bir yenilik getirilmemiş. Ezio’nun artistik yürüyüşü hala etkisini koruyor. Omuzlarını devire devire halkın arasında ilerlemesi, karizmatik bir serilikte düşmanının üzerine sıçrayıp gizli bıçağını boğazına sokması ve mantıksız bir hızda binalara tırmanırken bile fazlasıyla gerçekçi görünmesine diyecek tek kelime yok. Ezio’yu çok sayıda farklı kostüm ile kişiselleştirip gözünüze hoş gelen bir görüntüye de kavuşturabilirsiniz. Altair’i ise özlemişiz, itiraf edelim. Beyaz kostümü ile hala çok havalı eski dostumuz, keşke oyunda biraz daha fazla süre alabilseymiş.

Konstantiniyye sokaklarını dolduran halka baktığımızda da özenli bir işçilik görüyoruz. Renkli kumaşlardan yaratılmış çarşaflarıyla alışveriş yapan kadınlar, afili kostümleriyle asayişi sağlayan yeniçeri grupları, dilenciler, gemiciler, dans edip gösteriler yapan çingenelerle dolu her yer. Tapınak Şövalyeleri ise önceki oyunlardan farklı değil, aynı kostümlerle geziniyorlar ortalıkta.
Gelelim bizi en çok ilgilendiren bölüm olan mekanlara. 1500′lerdeki İstanbul’a hayat verebilmek için elinden gelenin en iyisini yapmış yapım ekibi. Galata Kulesi, Haliç’in kıyılarındaki balık pazarı, Ayasofya, Kapalı Çarşı ve Kız Kulesi gibi sayısız gerçek mekan oyunda yer alıyor. Her biri kusursuz bir şekilde modellenmiş, emin olun. Örneğin; keyif amaçlı sık sık Kapalı Çarşı’yı ziyaret eden bendeniz, oyunda çıkış yaptığım kapının tam olarak neresi olduğunu net bir şekilde anladım. Sokaklardaki ince detaylar bile dikkat çekici. Mezarlık, taşlardaki Osmanlıca yazılar, kabartmalar, ahşap evlerin mimarisi gibi her bir detay güzelce yedirilmiş oyuna. Elbette bazı kurgusal ekler de yapılmış. Örneğin; Kız Kulesi’nin altındaki dev düzenek gibi fantastik öğeler yer alıyor bazı yapılarda.
Mekanlara dair en büyük sıkıntımız ise şehrin aşırı şekilde kurak olarak gösterilmesi oldu. Sanki çölün göbeğindeki bir Arap şehrindeyiz; etrafta tek tük palmiyeler yükseliyor, bunun dışında yeşil bitki örtüsüne dair en ufak bir iz yok! Bu da kehribar sarısı görünmez bir perdenin şehrin üstüne çökmesine yol açmış. Anlaşılan Prince of Persia’nın oryantal soslu mekanlarından hala kurtulamamış Ubisoft. Anadolu yakasına hiç uğrayamıyor olduğumuzu da belirtelim. Şöyle bir Kadıköy’e uzanabilseydik keşke. Oyunda Avrupa yakasında yer alan dört bölgede koşturabiliyoruz; Imperial, Bayezid, Konstantin ve Galata.

Assassin’s Creed serisinin görselliğindeki kronik rahatsızlıklar aynen devam ediyor. Uzak açıda sorunsuz gözüken kaplamalar, özellikle tırmanma eylemini gerçekleştirirken yakınlaşan kamera yüzünden kusurlarını açık ediyor. Ekran kırılmaları ise bu seriden asla kopmayacak anlaşılan. Ara videolarla zirve yapan bu sorun, Revelations’ın her yerine bulaşmış durumda. Kalabalık gruplarla halkın arasında çatıştığınız bölümlerde de frame rate ciddi şekilde düşüp keyfinizi kaçırabiliyor. Gölgelendirmelerdeki kusurlar da aynen devam ediyor. Düşük pikseller nedeniyle kutucuklar halinde beliriyor gölgeler, üstelik hareket halindeki nesnelerin (ağaç, bayrak gibi) gölge animasyonlarında takılmalar yaşanıyor. Zemine veya duvarlara giren, kılıcınızın havada kalmasına rağmen kanlar içinde ölen düşmanlar gibi ilginç buglar da serinin önceki oyunlarından miras kalmış.
Işıklandırmalar gayet kaliteli, üstelik serinin önceki oyunlarına oranla daha zengin bir renk paletine sahip Revelations. Tamam, İstanbul’un çöl gibi gösterilmesinin neticesinde bir yerden sonra iç sıkan kehribar sarısının şehirde hüküm sürdüğü bir gerçek. Ancak Galata Kulesi’nin zirvesine çıkıp akşam güneşinin kızıllığında İstanbul’u seyretmek büyük keyif. Ayrıca tansiyonun temposunu yükselttiği Masyaf anahtarlarını bulma görevlerinde kapalı mekanlarda koşturuyoruz ve çok hoş ışık oyunları eşlik ediyor bu bölümlere.

Samsung PL90 Fotograf Makinesi

   Samsung 12.2 megapiksel çözünürlüğe sahip yeni Samsung PL90 modelini duyurdu. Samsung PL90 dijital fotoğraf makinesi çekilen fotoğrafların bilgisayara aktarılması ve paylaşımında kablo kullanımını ortadan kaldıran dahili USB girişi özelliğine sahip.
     Samsung PL90 fotoğraf makinesini entegre USB bağlantısı tak-ve-çalıştır özelliği sayesinde fotoğrafseverlerin çekmiş oldukları fotoğrafları aile bireyleri ve arkadaşlarıyla kolaylıkla ve hızlı bir biçimde paylaşmalarına imkân tanıyor. Samsung PL90 otomatik kurulum yazılımı ile USB bağlantısının sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesini de sağlıyor. Kameranın USB girişi aynı zamanda bataryanın şarj edilmesinde de kullanılabiliyor.

İpad 2 Bu Kadar mı ?







                      İPad 2'yi pahalı mı buluyorsunuz?
    Stuart Hughes pahalı ve lüks kavramına yepyeni bir boyut getiriyor.

iPad 2'nin 3G sürümünü alıp baştan yaratan Hughes adını "Altın Tarih Baskısı" koydu. iPad 2'yi 53 parlak mücevher, 12.5 karat elmas ve 2 kilo 24 karat altınla süsleyen Hughes bunlarla da yetinmemiş. 65 milyon yaşındaki bir T-rex'in uyluk kemiğiyle beraber 75 milyon yaşındaki bir amolit taşını da tasarımda kullanmış.
Yalnızca iki tane üretilen bu yeni tasarım iPad 2'nin fiyatı ise dudak uçuklatan cinsten; 8 milyon dolar.

Bilgisayarda Isınma Problemi

Bilgisayarda Isınma Problemleri
    Yeni bir bilgisayar alındığında donanımsal problem olmadığı sürece şikayetler de oldukça azdır. Windows hızlı açılır, programlar anında ekrana gelir, işlemler süratlidir. Ancak aradan zaman geçtikçe sistemin yavaşladığını ve hatta bazen takıldığını fark ederiz.
Aslına bakarsanız bilgisayarın yavaşlamasına sebep olan durumlar saymakla bitmez. Herhangi bir donanımsal hata olmasa dahi zaman içerisinde çok fazla kullanımdan dolayı (yazma okuma işlemleri çok yapıldığından) bir yavaşlama görülebilir. Yani bilgisayarınızın yavaşlamasının temel sebebi onu çok fazla kullanmış olmanız bile olabilir.
   

Hemen şunu hatırlatıyım ki : EĞER BU KONULARA HAKİM DEĞİLSENİZ BİLGİSAYARINIZA ZARAR VEREBİLİRSİNİZ BU YÜZDEN BİLDİĞİNİZ KISIMLARINI UYGULAYIN 

Casus yazılımlar ve virüsler

Her zaman için en önemli güvenlik sorunu olarak bu ikisi göze çarpar ve bu iki kafadar, aynı zamanda bilgisayarın performansını da önemli derecede azaltırlar.
Casus yazılımlarla baş etmenin ilk ve en önemli adımı bilgisayarınıza casus yazılım temizleyici bir program kurup tarama yapmanız ve programı sık sık güncellemenizdir. Aynı şey elbette virüs programları için de geçerli.
İnternette Ad-aware, Spybot, Site Advisor veya Active Virus Shield gibi ücretsiz ve işinizi rahatlıkla gören pek çok yazılım bulmanız mümkün. Ancak zaman zaman bu programlar da yetersiz kalabiliyor. Bu durumlarda yapabileceğiniz birkaç şey daha var.
Ctrl Alt Delete tuşlarına aynı anda bir kere basarak ulaşabileceğiniz Görev Yöneticisi penceresinde tanımadığınız, farklı isimde dosyalar olup olmadığını kontrol edin. Şüpheli gördüklerinizin işlemini sonlandırın
Başlat menüsündeki Çalıştır komutuna msconfig yazarak ulaşacağınız konfigürasyon düzenleme penceresinde, bilgisayarın açılışında yer alan dosyalara göz atın. Gereksiz gördükleriniz veya şüphelendiklerinizin işaretini kaldırın.
Casus yazılım olduğuna emin olduğunuz isimleri Çalıştır üzerinden regedit diyerek ulaşabileceğiniz Kayıt Defteri‘nde aratıp bu isimle ilgili girişleri elle silin. (Aman dikkat, casus veya virüs olduğuna emin değilseniz Windows’un işleyişini etkileyen yerlere müdahale edip bozuyor da olabilirsiniz)
Bilgisayarınızda özellikle de Windows’un kurulu olduğu sürücünüzde yer alan şüpheli dosya veya klasörleri silin
Önlem amacıyla birden fazla casus yazılım önleyici kullanın. Bazen birinin bulamadığını bir diğeri bulabiliyor.
Tüm bu yukarıdaki maddelere rağmen başarısız olunduysa, aynı işlemleri Windows’u bu sefer Güvenli Kip‘te açarak tekrarlayın.

Virüs temizleme

Virüs temizleme teknikleri casus yazılımlardan biraz daha farklıdır. Her bir virüsün karakteristiği farklı olduğu için, eğer antivirüs programınız başarısız olduysa bilgisayarınıza bulaşan virüsün adını bulup internette temizleme yöntemini ufak bir aramayla kolayca bulabilirsiniz. Bulaşan virüsün ismini bilmiyorsanız, bilgisayarınıza gösterdiği etkileri yazıp arama yapabilirsiniz.

İşlemcinin çok ısınması

Son nesil işlemciler yüksek performans sundukları kadar işlem kapasiteleri nedeniyle de fazla ısınma yapabiliyorlar. Bu nedenle yanlarında mutlaka bir soğutucu sistemle birlikte anakarta takılmaları gerekiyor. Hatta oyun sistemleri gibi ileri düzey bilgisayarlarda suyla soğutma veya kasa üzerindeki ek donanımlar gibi pek çok alternatif yol da söz konusu.
İşlemcinin ısısı kendi makul ölçülerinin üzerine çıktığında sistemimiz yavaşlamaya veya düzensiz çalışmaya başlar. Daha da ötesi kilitlenmeler bile yaşanabilir. Yeni nesil anakartlar artık işlemcinin ısısını BIOS aracılığıyla izleyip raporlayabiliyor. Yardımcı programlar sayesinde de işlemci ısısını kontrol etmeniz artık çok daha kolay hale geldi.
Beni yıka!
Önceki yazımızla paralel olarak bu madde altında benzer önlemleri sıralayabiliriz. En büyük düşman toz, fanların dönesine engel olacağından ara ara temizlik yapmanızda fayda var.
Kasanız kapalıyken fanların tozlandığını, artan gürültüden veya kasaya dokunduğunuzda hissedeceğiniz titreşimden rahatlıkla fark edebilirsiniz. İlk zamanlar daha sessiz olan bilgisayarınız gün geçtikçe rahatsız edici boyutta bir ses çıkarıyorsa, bilin ki fanlarınız tozlanıyor. Böyle durumlarda hem işlemci, hem de güç ünitesinin fanlarını temizlemeyi ihmal etmeyin.
Yenisini mi almalı?
Elbette fabrika çıkışı sıfır bir fan çok daha sessiz olacaktır. Ancak tozları temizlerken kullanacağınız sprey, hava püskürtücü veya dikkatlice silmek şartıyla kullanacağınız bir bez bile sizi masraftan kurtaracaktır. Yine de fazla mal göz çıkarmaz. Yedek bir fanınızın bulunması her zaman için sizin yararınıza.